Arda Çetinkaya Yazılım ve arada kendim ile ilgili karaladıklarım…

Team Foundation Server’ın önceki sürümlerinde kurulum bir hayli zordu. Bu zorluk daha çok ürünün bağlı olduğu diğer sistemlerin konfigürasyonundan ve bu sistemlerin farklılıklar gösterebileceğinden kaynaklanmaktaydı. İlk kuruşta sorunsuz bir şekilde TFS kuran bir kişi ile ne yazık ki karşılaşamadım. Ama Team Foundation Server(TFS) 2010 ile bazı şeyler biraz daha kolaylaşmış. Bu kolaylıkları TFS 2010 Beta 2’yi kurarak anlatmaya çalışacağım. Anlatımı “Team Foundation Server 2010 Installing Prerequisites”’lerin yapılmış olduğunu farzederek yapıyor olacağım.

Kurulum dosyasını(setup.exe)’yi çalıştırdıktan sonra standart Visual Studio kurulum ekranlarına benzer bir ekran ile kuruluma başlıyoruz. TFS 2010’nun en büyük özelliği, kurulum yaptıktan sonra konfigürasyon ile TFS’i ayağı kaldırıyoruz. Önceki sürümlerde kurulum esnasındaki konfigürasyonlar ile TFS’i yüklüyorduk. Yeni yaklaşım çok daha başarılı olmuş bence.

1

Kurulum aşamasından bir kaç “Next” ile herhangi bir ayar yapmadan kurtuluyoruz.Kurulumdan çok yükleme demek aslında daha doğru olur. Çünkü TFS 2010 için gerekli temel şeyler sisteme yükleniyor.Sistemde daha önceden yüklü olan bileşenlere göre yüklenecek şeyler farklılık gösterecektir. Hatta gerekli bazı bileşenlerin yüklenmesi sırasında, bilgisayarı yeniden başlatmak gerekebiliyor.
Yükleme bittikten sonra “Team Foundation Administration Console”u çalıştırıyoruz. Karşımıza aşağıdaki gibi bir ekran çıkıyor.

Devam…

Geçen ay çok güzel bir gökkuşağı olayı yaşanmıştı İstanbul’da…Haberlerde falan da çıkmıştı.Çok güzel bir şekilde denk gelip fotoğrafını çekmiştim. Bilgisayarı kurcalarken hatırladım tekrar…Cidden süperdi.
DSC01753

Son bir haftadır da malum İstanbul’da göz gözü görmüyor. Sabah saatlerinde ki sis iyice depresyona sokuyor.Geçen sabah iş yerinde çektiğim başka bir fotoğraf…

DSC01756

Teknoloji ilerliyor, ihtiyaçlar değişiyor,alışkanlıklar farklılaşıyor…Her türlü konuda görüyoruz,yaşıyoruz bunu…En çok tüketilen “basın” ürünleri de bunlardan nasibini alıyor. İyi olması gereken yerde kötü oluyor o ayrı…

Şimdi efenim,basın denen kavramı çok fazla takip eden bir insan olduğumu söyleyemeyeceğim. Bunun en büyük nedeni ülkemizdeki basının, benim aklımdaki “basın” kavramı ile olan çelişkisinin beynime verdiği zarar. Teknolojik bir adamız ya artık, internetten daha çok takip ediyorum bu gazeteleri…Gerçi artık bu şartlarda bunlara gazete demek ne kadar doğru bilemeyeceğim…

Teknoloji gelişti, internet ortamında gazetelere de hareket geldi. Video ve resim galerisini dayıyorlar, sonra da haber yayınlıyoruz diye övünüyorlar…Tamam süper, video şeklinde anlatılan haberler,resimler ile gösterilen olaylar şahane…Hele benim gibi her şeyi okuyamama gibi sorunları olanlar için şahane.Görsel olarak güçlü olan beyin için de daha kolay.Bir dediğim yok…Amaaaaaaaaaa…

Yarı çıplak resimleri, mankenlerin kulisteki halleri şeklinde haber yapmak,abudik hareketler ile gösteri dünyasında yer edinmiş hayvanların videoları haber yapmak, orasından burasından çekiç,tornivada çıkarıp müthiş tamiratçı videosu diye haber yapmak gibi atraksiyonlar tehlikeli aman diyim…Youtube,Facebook gibi, videoların şuursuzca dolandığı ortamlardaki videoları alıp haber şeklinde yayınlamak ise ayrı bir gariplik…Yani ben daha çözemedim…

Tamam niyet başka, “çok ziyaret edilelim, “hit” alalım, sonra kocaman reklamlar ile kocaman paralar kazanalım…2 çıplak hatun, atlayan zıplayan 3-5 köpekte ilgi çekiyor zaten(zamanında dayadık bunları köreltik beyinleri)”…Mis gibi valla…Zombi formatına sokulan insanlardan para kazanmak…Olmaz,olmamalı…Huuu,sende kurtul şu zombi formatından okuyucu…

Bende düşünmedim değil şimdi bu yazının altına çıplak resimlerimi koyarak ile ilgiyi üzerimde toplamayı,sitenin “hit”i artar,reklama reklam demezdim valla…Ama vicdanım el vermedi,insanlığın buna hazır olduğundan emin olamadım.:P

Keşke basında böle vicdan sahibi olsa…Biraz daha haber niteliği taşıyan görselleri,yazıları sunsalar keşke…Valla okurum,ciddi diyorum…

Bir ara(1998-????) HeavyOnline.net diye bir web sitem vardı. Metal içerikli bir web’zine…Haberler,röportajlar,albüm kritikleri ve sanal ortamın sağladığı alakalı tüm benzer içeriği kendimce sunmaya çalışıyordum…Konser tanıtımları falan filan…Güzel eğlenceli günlerdi…Ne yazık ki artık zaman ayıramadığımdan bu tarz şeyler ile fazla uğraşamıyorum…Biraz daha tüketici kısmına kaydım artık bu işlerin…Eski günlere hitaben bir kaç konser haberini paylaşmak istedim.

Kultur Shock – İstanbul
29 Kasım 2009 Pazar
Jolly Joker Balans – İstanbul

darktranDark Tranquillity – İzmir
03 Aralik 2009 Perşembe
Ooze Venue – İzmir

Dark Tranquillity – Eskişehir
04 Aralik 2009 Cuma
222 Park – Eskişehir

Dark Tranquillity – Ankara
05 Aralik 2009 Cumartesi
Saklikent – Ankara

Dark Tranquillity – İstanbul
06 Aralik 2009 Pazar
Maçka Küçükçiftlik Park – İstanbul

anneke

Anneke van Giersbergen & Danny Cavanagh – İstanbul
27 Aralık 2009
Studio Live – İstanbul

Destruction – İstanbul
07 Mart 2010
Jolly Joker Balans

behemoth

Behemoth – Ankara
12 Mart 2010 Cuma
Dib Sahne – Ankara

Behemoth – İzmir
13 Mart 2010 Cumartesi
Tato Live – Izmir

Behemoth – İstanbul
14 Mart Pazar
Jolly Joker Balans – İstanbul

Bu video da gaz niteliğinde olsun…

Edit: Çok metalik bir yazı oldu (:

Microsoft, Facebook SDK ve WPF ile çok güzel bir uygulama ile Facebook’u masaüstümüze getirmiş. Açık olan kaynak kodları ile geliştiricilere çok güzel bir örnek. Mutlaka indirin deneyin derim…Biraz daha gaz vermesi adına aşağıda bir kaç resim var.

Kaynak kod: http://fishbowl.codeplex.com/

Site: http://fishbowlclient.com/

fishbowl3

fishbowl2

fishbowl1