Erik Meijer‘ın bu seneki Reaktor Dev Day’deki keynote konuşması sabah sabah bayaa şaşırttı beni. Yazılım ile ilgili bir etkinlikte bir keynote konuşması ne kadar ilginç olabilir de şaşırtabilir ki, dimi… Öyle demeyin ama, Erik Meijer olunca ve keynote’u biraz sert olunca, blog yazısı yazacak kadar ilginç bir keynote olabiliyormuş…Öncelikle Erik Meijer’ı bilmeyenler için kısa bir özet; kendisi 2000’lerin başından 2013’e kadar, Microsoft’da yazılım mimarı olarak hatırı sayılır ciddi projeler yaptı. Azure ve .NET tarafında ciddi katkıları olan biri. Bilgisayar bilimi dalında da akademik olarak oldukça başarılı biri diyebilirim. Dolayısıyla yakından takip ettiğim biri…
Keynote’unda Agile ile ilgili söyledikleri oldukça dikkatimi çekti. Ki aslında çoğunlukla Agile ve Agile yöntemler ile ilgili konuştu. Gerçi pek konuştu demek doğru değil, bildiğin giydirdi… “Agile” yaklaşımları yerden yere vurup, duvardan duvara atıyor. Agile ile ilgili söylediklerine kesinlikle katılmasam da, yazılımın, kod yazmanın çok ama çok önemli olduğunun altını çizmesi ve kod yazmaya daha da fazla önem verilmesi gerekliliğini bağıra bağıra söylemesi oldukça hoşuma gitti.
Bu arada videoyu mutlaka izleyin…45 dakika ama oldukça sürükleyici bir gerilim dizisi kıvamında.
“Agile is a cancer that we have to eliminate from the industry”
Agile yani çevik yaklaşımların, yazılım üretkenliğine ve kalitesine, değişen dünya ve ihtiyaçlarına çözüm üretebilmek için çok fazla fayda sağladığına inanıyorum. Yani ortaya çıkan ürünlere, oluşumlara bakıldığında zaten bu gerçekten çok kaçmanın bir anlamı yok. Yazılımın soyut yanının, Agile yaklaşımlar ile somutlaşarak, iletişim kanalları ile anlamlı hale geldiğini düşünüyorum. Agile yaklaşımların en büyük faydası, getirisi “iletişim”. Yazılımcı ya da IT sektörü insanı genellikle asosyal olarak betimlenir. Üretkenlikleri kendi içlerinde oldukça yüksek olmasına rağmen, geleneksel yazılım geliştirme yöntemlerinden dolayı, dış dünyaya fayda sağlama konusunda oldukça yetersiz olduğumuzu söyleyebilirim. Eminim kod yazan herkesin, bilgisayarında bir yerde, yazdığı küçük projeler hala duruyordur. Belki bir çok problemi çözecek, bir sürü işi kolaylaştıracak projeler, kodlar…
Agile kavramı ve Agile metodlar, bu kodların dış dünya ile iletişime geçmesini ve fayda sağlayabilecek şekilde üretkenliklerinin artmasını sağlayan yaklaşımlar. Open Source kod depoları, Scrum, XP ve Kanban gibi anahtar kelimeler bu yaklaşımda iletişim kapılarını açan anahtarlar. Çok haddime olmasada Erik Meijer’ın bu açıdan bakmayı atladığını ve Agile’ı bir “araç” olarak yorumladığını düşünüyorum. Agile’ı bir araç olarak görmek yerine, bir kültür olarak yorumlamak, daha anlamlı kodlar yazmayı sağlayacaktır. Daha anlamlı kodlar da, zaten daha fazla çözüm üretmek için daha fazla kod yazmamızı gerektirecek…Yani umarım… (: