Geçen hafta Seattle’a gitme fırsatı yakaladım. Amerika’ya da ilk defa gidiyor olduğumdan benim için oldukça heyecanlı ve zevkli bir zaman dilimi oldu. Müzikle az çok ilgilenenler grunge’ın çıkış noktasının Seattle olduğunu ve Nirvana, Pearl Jam, Alice In Chains, Soundgarden, Melvins gibi grupların buradan çıktığını bilir. IT sektörü ile haşır neşir olanlar da, Microsoft, Amazon gibi şirketlerin merkezlerinin Seattle’da olduğunu duymuştur. Bu iki konuda hayatımda önemli bir nokta olduğu için, benim için heyecanlı bir seyahetti…Neyse…

Space NeedleABD’de başka bir yere gitmediğim için çok bir karşılaştırma yapamacağım oralar ile. Ancak İstanbul’a göre oldukça küçük, huzurlu ve rahat bir şehir…Ya da bölge…Ya da ne zıkkımsa işte… Belki biraz Ankara… 2 milyon ile ikisinden de küçük, o yüzden çok da mantıklı bir karşılaştırma yapmadım sanırım. Asıl olay huzurlu ve rahat bir yer olması işte.

Amerika’nın en kuzeyinde, Kanada sınırında olması biraz soğuk ve genel olarak yağmurlu bir havaya sahip olmasında büyük etken olsa da, umulduğu gibi çok fazla kar yağan bir yer değil(miş). Ben kışın ortasında kar ile karşılanırım diye umuyordum ki, güneşli bir hava ile karşılaştım. Eeee daha demin soğuk demiştin, şimdi güneş diyorsun diyenlere, Seattle’da güneşin sadece aydınlatma amaçlı olduğunu söyleyebilirim. Bunun dışında sıcaklık konusunda pek bir etkisi yok…Ciddi ciddi soğuk yani…Ama bir Ankara’lı olarak, yemişim Seattle’ın soğunu…

Space NeedleSeattle, çok fazla turistlik bir yer değil. Şunu yapmaya gidim, şunu görmeye gidim diyecek pek bir şey yok…Haa biraz kuzeyinde kayak açısından extreem sporlar yapabileceğiniz dağlar varmış ama bilemiyorum. Bunun dışında Space Needle ve EMP Museum, Seattle’ın en büyük turist atraksiyon yerleri…Space Needle, Ankara’yı ve Atakule’yi bilenler için çok yeni bir şey değil. Tıpkısının aynısının, “Made In USA” etiketli olanı. Biraz daha büyük, biraz daha uzun…Komple bütün Seattle’ı görebiliyorsunuz. Turist atraksiyonu olması adına gidilip, bol bol fotoğraf çekilebilir. Tepede ayrıca bir restoran var, döne döne yemek yiyebiliyorsunuz. Gece, ışıklı bir Seattle manzarası ile değişik bir tecrübe olabilir…

Space Needle’ın hemen aşağısında EMP Museum var. Bence Seatle’da mutlaka gidilmesi gereken yegane yer…Gerçi genel olarak sergileri nasıl oluyor bilemiyorum ama benim bulunduğum zaman diliminde Nirvana, Jimi Hendrix ile oldukça ayrıntılı bölümler, Icons of Science Fiction adında bilim kurgu dünyasının televizyon ve sinemadaki örneklerinden örnekler, korku sinemasına ayrıl bir bölüm, Block By Block adında legodan yapılmış gökdelenlerin sergilendiği bir bölüm ve Martin Schoeller’in Close Up fotoğraf sergisi vardı. Lego ve Martin Schoeller dışındakiler sanırım sürekli sergi.

EMP

Müzede ayrıca oldukça geniş bir mini-stüdyo(lar) var. Bunlara arkadaşlarınız ile girip, jam session yapabiliyorsunuz. Gitardan,davula oldukça eğlenceli zaman geçirebileceğiniz bir şekilde yapmışlar. Oldukça uzun bir zaman geçirdim diyebilirim müzede. Bir an bile sıkılmadım…Bu arada müze, Microsoft kurucularından Paul Allen’nın ön ayak olup, kurduğu bir müze. Bu notu da eklemeden geçmiyim…Paul Allen, Seattle’ın sanırım fahri sahibi bu arada…

Space Needle’dan şehir merkezine(downtown) bölgesine 30-35 dakikada yürüyerek gidebiliyorsunuz. Tavsiye ederim. Sokak dolaşmasını seven biri olarak genelde tercih ettiğim bir ulaşım yöntemi olan tabanway’ı Seattle’da oldukça kullandım diyebilirim. (:

IMG_4401

Downtown bölgesinde Pike Place Market, Seattle’ın en orjinal ve gezmesi keyifli yerlerinden biri. Adından anlaşılacağı üzere bizdeki pazarlar gibi bir yer. Sadece kapalı bir mekan. Yemek yiyebileceğiniz yerlerden, meyve-sebze satışı yapan yerlere, eski eşya satan dükkanlardan, el işi ıvır zıvır satan stantlara kadar oldukça çeşit sizi bekliyor. Dükkanlara girip kafayı yemek mümkün…

Seattle, Starbucks’ın ilk açıldığı yer. Kahve sevenler için ilk Starbucks’ı da Pike Place Market’in karşısında bulabilirsiniz. İçini aynen korumuşlar. Ben çok ilgilenmedim ama önünde ve içinde ciddi bir kalabalık vardı. Downtown’dan şehrin güneyine doğru Pioneer Square’e doğru yürüyüp, biraz daha sokak gezip belki değişik bir şeylere rastlamanız mümkün. Pioneer Square, Seattle’ın eski bir merkezi olduğundan gezerken binalar falan biraz daha göze hoş geliyor. Ama Downtown’un hareketi ve kalabalıklığı yok.

IMG_4411Seattle’ın çevresi bilimum park ve göllerden oluşmakta, dolayısıyla gezecek oldukça yer var. Ama tabi kışın soğukta pek mantıklı olmuyor. Seattle ve çevresi aynı zamanda bir çok teknoloji firmasının merkezini bünyesinde barındırıyor. Bellevue ve Redmond’da ki Microsoft ofisleri ve kampüsü sanırım bu açıdan Seattle ile en özdeşmiş yer. Amazon’nun da merkezi, Cisco,Google, Facebook, Blackberry gibi firmalarında ciddi anlamda önem verdikleri ofisleri burada. IT sektörü içerisinde, yazılım ile uğraşıyorsanız özellikle Redmond’a gitmenizi tavsiye ederim. Ayrıca Boeing’in de merkezi ve fabrikası burada, hatta kendi müzesi bile var. Ama ne yazık ki gitme şansım olamadı ):

9 günlük Seattle seyahatimin en akılda kalıcı yanı sanırım SuperBowl’du…Amerikan futbolunun bu en önemli finaline, Seattle’ın SeaHawks takımı kalmış. Benim hiç alakam olmasa da, bir hafta boyunca Seattle’da ki tek olay bu maça hazırlıktı. Bütün restoran ve cafelerde bu maça hazırlık, tüm Seattle’da yaşayanların üstünde formalar, arabalarda bayraklar herkes bu maçı bekliyordu. Maçı izleme ve sonrasına katılma şansım ne yazık ki olamadı ama bir haftalık hazırlığın, SeaHawks galibiyeti ile doruk noktasına ulaştığı haberlerini aldım. Go SeaHawks…Seneye de katıl da, belki yine denk gelirim 😀

IMG_4442 IMG_4444 IMG_4347

2014’e kıtalar arası gezi olayı ile başladım…Bakalım bu sene bizi nereye götürecek…2014’ün ilk yazısı oldu…Bayadır ihmal etmişim bu arada onu fark ettim…Ayıp bana…