Arda Çetinkaya Yazılım ve arada kendim ile ilgili karaladıklarım…

Client-Server iletişimi
Silverlight 1.0’da client-server arasında ki iletişim JSON(javascript object notation) ile gerçekleşiyordu. Ne avantajı vardı? Javascript ağırlıkli bir uygulama veri taşırken(ki bu veri taşıma olayı genellikle AJAX oluyor) düzgün bir formatta iletiliyordu.Diğer bir avantajı ise mesaj boyutlarının küçük olması.Yani server’ın bandwidth’ini tüketmiyor çok fazla.

Ajax’ın almış başını gidiyor olması ve ASP.NET’in hazır bir Ajax alt yapısı olması, Microsoft’un Silverlight 1.0 için JSON’ı seçmesinin en büyük nedeni sanırım.

.NET gibi güçlü bir yapı ile Silverlight’ın alakasız kalması olmazdı.Bundan dolayı 2.0 versiyonu ile bu destek geldi.Bu destek gelince peki mevcut durumdan neler gitti? Giden şeylere göre gelen şeyler daha çok olduğundan pek önemi olmasa da veri iletişim yapısı değişti.JSON yerine SOAP’a geçildi.SOAP olmasının tek dezavantajı client-server arasında giden-gelen mesajların SOAP’ın yapısından dolayı daha büyük olması.Ama zaten genel olarak web servis alt yapıları zaten SOAP ile haberleştiğinden çok da bir sorun yok.
.NET Framework desteği
Silverlight 2.0 da .NET desteği geldi dedik,peki gerçekten bu böyle mi? Bu böyle değil aslında tam olarak. Biraz yanıltma var. .NET Framework’ü kırpılarak Silverlight için uygun hale geldi. Mesela bir tane Silverlight Application’ı yarattınız. Bu uygulamaya .NET referansı veremiyorsunuz. Bunun nedeni Silverlight için kırpılmış olan framework. Silverlight Application’ları normal bir .NET *.dll’i gibi derlenmez. Dolayısla bu referans verememe durumu gayet normal.Kırpılmış framework derken yanlış anlaşılma olmasın, bu .NET ile geliştiremeyiz anlamına kesinlikle gelmiyor.

Bütün bunların nedeni de platform bağımsızlığını koruyabilmek.

Javascript
Silverlight 1.0 tamamen Javascript’in gücü ile çalışmaktaydı aslında. Kendi yarattığı bir konseptin,kendi teknolojisi ile çalışmadığı farkına varan Microsoft , 2.0 versiyonu ile .NET’i öne çıkardı. Kısaca v2.0 ile Javascript OUT,.net IN. (:

Bu tabi ki Silverlight 2.0’da javascript kullanılmaz gibi bir anlama gelmesin. Sadece artık eskiki kadar gerek yok.

Mix08 ile beraber Web teknolojilerinde Microsoft’un yeni ürünleri yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyor. İlginenler varsa aşağıda betası çıkan ürünlerin download adresleri var. İndirip kurmakta,deneyip oynamakta fayda var.  

.NET Framework 3.5 ve Visual Studio 2008’e tamamen uyumlu olarak ACT’in yeni versiyonu çıktı.
http://www.codeplex.com/AtlasControlToolkit/Release/ProjectReleases.aspx?ReleaseId=11121 adresinden indirebilirsiniz.

Kendi kendine uçabilen,arama-kurtarma çalışmalarında kullanabilmek için tasarlanan RobotTurk, daha geliştirme aşaması tam olarak tamamlanmamasına rağmen şimdiden çok ses getirdi. Eminim ki çok daha fazla da sesini duyarak ilerleyen zamanlarda…Okuldan arkadaşım Ömer Çelik ve çalışma arkadaşı Oğuz Bayrakdar’ı tebrik ederim…
Proje ile ilgili ayrıntıları aşağıdaki adresden takip edebilirsiniz…
http://roboticsnedir.com/blogs/robotturk/pages/robotturk-with-msrs-saving-life.aspx

Ayrıca basında ve çeşitli sitelerde yer alan haberlerden bir kaçıda aşağıdaki adreslerde mevcut
http://www.news.com/8301-10784_3-9880957-7.html?tag=blog.1
http://nogginswap.com/cs/blogs/pcpartfinder/archive/2008/02/27/roboturk-helicopter-to-aid-disaster-recovery.aspx
http://newsbreak.com.au/search.ac?relkey=a1056739
http://northloop.14gram.com/roboturk-helicopter-aid-disaster-recovery
http://www.microsoft.com/presspass/events/HHHlaunch/gallery.mspx#4
http://blogs.msdn.com/msroboticsstudio/archive/2008/02/27/robotturk-disaster-emergency-video-system.aspx
http://www.itbusiness.ca/it/client/en/home/News.asp?id=47326

Cep telefonundan para yatırma,kiosklardan müzik dinleme,satın alma,ATM’lerden para çekme,yatırma gibi kullanıcı etkileşimli çalışan sistemler çok farkında olmasak da hayatımızda gün geçtikçe çok daha fazla yer alıyor,alacakta. Donanımsal yenilikler ile yapılabilecek sistemlerin gün yüzüne çıkması bu tarz uygulamaların kullanılabilirliğini artıracak gibi.

Müşteri odaklı yaklaşımların olgunlaştığı şu zamanlarda bu tarz sistemler de popülerliğini artıracak. Firmalar, müşterilerinin isteklerini karşılamak için müşterilerine daha fazla imkan sunmaya başlıyor. Bu imkanı sunarken de kullanıcı için nasıl kolaysa,nasıl daha rahat ihtiyaçlarını karşılayabiliyorsa o tarz sistemler sunmaya çalışıyor. Şu an için bu kavram fazla oturmuş olmasa da, bu yolda ilerliyoruz.
Microsoft’un geliştirmiş olduğu Surface ya da Apple’ın Ipod Touch gibi sistemler kullanıcı ile donanımsal araçları bu bağlamda bir birine yakınlaştıran sistemler. Yazılımsal olarak çıkan WPF(Windows Presentation Foundation) gibi kavramlar da bu tarz sistemler için uygulama geliştirmeyi kolaylaştırdığından, kullanıcı-donanım ilişkili sistemler çok daha kısa sürede hayatımıza girecek.

Devam…