“Uzaktan çalışmak” yazılım sektörü için uzun zamandır var olan ve etkin bir şekilde de değerlendirilen bir çalışma modeli aslında. Sadece değerlendiren şirket sayısı oldukça az. Gelişen teknoloji, çeşitlenen iş modelleri ve şirketlerin cazibesini arttırmak için artış gösterse de, yine de sahip olduğumuz imkânlara göre çok tercih edilmiyor(du).

Bu yaşadığımız abuk dönemle beraber farkındalığı ve tercih edilme durumu da arttı. İnsanoğlu olarak içinde bulunduğumuz çağa ayak uyduramadık sanırım, bulunduğumuz “çağ” da, Covid-19’u bize göstererek, seve seve bazı kavramlara ayak uydurmamız için ittiriyor belki de, kim bilir… 🤔

Yazılımcılar için, herkesin ağzında pelesenk olmuş bir ifade vardır; “Yazılımcılar her yerden çalışabilir” gibi. Bu farkındalık ve teknik imkânlar olmasına rağmen, mutlaka ofis ortamında çalışılması şirketlerin zorladığı bir yaklaşım. “Yooo” diyenleri buradan duyuyorum ama çoğunluk açısından örnek veriyorum… Hemen atlamayalım, lütfen.😀

Mutlaka ofis ortamında olmanın; çeşitli çalışma şartları/kuralları gibi kâğıt üstünde geçerli olan zorunluluklar da olabileceği için bu döneme kadar “uzaktan çalışmak” modeline uzaktık.

Şartların zorlaması ile yakınlaştığımız bu “uzaktan çalışmak” modelini gerçekten ne kadar sağlıklı ve doğru, kendimce bir şeyler karalamak istedim…

“Uzaktan çalışmak”, sektör ve iş modellerine göre çeşitlilik gösteren, getirilerinin ve götürülerinin olduğu bir model. Bu yüzden sektör ve iş modellerine göre bir genelleme yapmak doğru olmaz diye düşünüyorum. Sektörlerden, iş modellerinden bağımsız olarak, bu tarz çalışma modelinin, temelinde olduğu ve dokunduğu için “insan” açısından sorgular oldum son birkaç zamandır.

İş hayatı, yaşantımızın çok büyük bir parçası. Ne kadar böyle olmaması gerekir diye düşünsem de, bulunduğumuz çağın yine bizi “seve seve” sürüklediği bir yer. Zamanımızın çok büyük bir kısmını geçirdiğimiz bir hayat…

Peki bu hayatta “uzaktan çalışmak” ne kadar katkı sağlıyor?

Sabahları ofise geldiğimizde, sabah kahvesini beraber içmek, gündem ile ilgili şakalar/kakalar yapmak, dünkü maç hakkında konuşmak, akşam öğrenilen değişik bir tarifi anlatmak…

Öğlen yemeğe çıkmak, nereye gideceğiz diye kafa yormak… Açık unutulan bilgisayarlardan, tüm ekibe tatlı ısmarlamak, Play Station da iki maç yapmak… Arkadaşlara şaka yapmak, herkesin yüzünde tebessüm yaratan şakaların kurbanı olmak…

Toplantılarda fikirlerimizi anlatmak, savunmak… Kakara-kikiri ile arada başlayan fikirlerin paylaşılarak olgunlaşması, yeni kapıların açması… Yüz ifadelerini anlamaya çalışmak, üzüntüleri paylaşmak, mutlulukları yaymak…

Tartışmak, sinirlenmek… Sinirli olduğumuzu bütün gün yüz ifademiz ile belli etmek. Sinirli ya da mutsuz olan arkadaşımızı görmek, anlamaya çalışmak ve sonra beraber gülebilmek…

Bunlar gibi bir sürü örnek verilebilir. İnsana dokunan bu durumlardan “uzaktan çalışarak” uzak kalıyoruz. Belki birçoğumuz için çok aranan ya da tercih edilen durumlar da değiller. Ama benim için sanırım değerli konular.
Sonuçta mekanik birer dişli değiliz, hele robot hiç değiliz. Yani henüz… 🤖

Uzaktan çalışmanın, iş yapma açısından getirileri sektör ve iş modeline göre yüksek olabiliyor. Odaklanarak çalışmak, zaman yönetimi, rahat ortam gibi iş kalitesini arttıran yönlerini görmezden gelmek mümkün değil. Bu artı yönlerine, gözlerimizi kapatıp bu getirilerini değerlendirmemek de yine çağa ayak uyduramamak gibi bir şey. Uzaktan çalışmanın getirdiklerinin farkına vardığımız gibi, götürdüklerinin de farkına varıp, orta yolu bulmaya çalışmak belki önümüzdeki mücadelelerden biri olacak.

Çalışanın kendi çalışma ortamlarını yaratması ve kendi “çalışma” disiplinini oluşturmasını sağlamak işverenlerin kafa yormaya başlayacağı bir konu olmalı diye düşünüyorum. Sektöre yön veren büyük firmaların, proje ve proje ekiplerine göre uygulamaları belki daha çok gündeme gelecek… Hem insanın yaşam kalitesini, hem de iş hayatındaki mutluluğunu arttırmak için, çalışmalar, “sözde” değil, gerçekten belli çalışmalara göre ölçülebilir şekilde gerçekleşir umarım.

Neyse… Daha fazla uzatmadan, ara sıra düşünmek için kafamda biraz dursun. Çıkarsa bir şeyler yine paylaşırım zaten.

*Ulan yoksa yaşlanıyor muyum? Abovvvv….

Bu arada bulunduğumuz bu Covid-19 dönemine göre değil, genel olarak her dönem ki “uzaktan çalışmak” modeli hakkındaki sesli düşünmem olarak yaklaşırsanız sevinirim. Çünkü şimdiden, “uzaktan çalışmak çok iyi yeahhh, ne saçmalıyorsun” diyenleri duyar gibiyim. Uzaktan çalışmanın yanlış bir model olduğu çıkarımının yapılmasını istemem. Sadece, gerçekten yanlış bir model olmaması için bazı yaklaşımları kendimce sorguluyorum…