Yazının başlığı, bilenler için belki biraz tanıdık gelir. The Psychology of Computer Programming kitabından, “The Ten Commandments of Egoless Programming” başlığının kendi çapımdaki türkçe hali…Açıkcası okuduğum bir kitap değil, bir blog‘dan denk gelmem ile dikkatimi çeken bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Blog’da geçen kitap içeriği de, uzun zamandır aklımda olan bazı şeyleri özetlediğinden, böyle bir yazı yazmak ve sonrasında da o içeri paylaşmak istedim…

Öncelikle hem Türkiye’deki, hem de yurtdışında ki bir çok yazılım platformunu(e-mail grupları, bloglar, içerik sağlayan siteler,eğitimler vs.) kendi çapımda takip ediyorum. Mesleğim ve yaptığım işin doğası ve içeriği gereği de bir çok başka yazılımcı ile sürekli iletişim halindeyim. Hem arkadaşlık çerçevesinde, hem de profesyonel iş anlamında… Teknik olarak farklı seviyelerde ve yönlerde ilerleyen,gelişen bir çok yazılımcı tanıyorum diyebilirim kendimce. Çoğu da başarılı… Çok fazla tanımadığım ama mesleğim dolayısıyla takip ettiğim yine başarılı yazılımcılar da biliyorum diyebilirim. Bu şekilde tanıdığım ve takip ettiğim yazılımcıların, beni çok ama çok rahatsız eden bir ortak noktası var ki, o da “ego”… Cidden yazılımcı egosu diye bir şey var sanırım ve cidden çok gereksiz bir şey…Bu arada tabi ki tanıdığım herkes böyle değil. Oldukça vizyonu geniş, kendini bilen, kendini eleştirebilen yazılımcılarda var. Neyse…

Çok hızlı ilerleyen teknoloji, insanların ihtiyaçlarını karşılama derecesine göre, teknolojiden öte bir konuma gelip, insanları kendine bağımlı haline getirdiğini düşünüyorum. Teknolojideki “Fan-boy”‘luk da sanırım bunun bir çıktısı… Yazılım sektöründe de bu ne yazık ki var. Bir yazılımcı için bunun seviyesinin çok önemli olduğunu ve fazlasının çok tehlikeli olduğunu düşünüyorum, hatta görüyorum. Bazen o kadar kaptırıldığını görüyorum ki, bunun kişisel olarak insanları kıracak seviyeye ulaştığını, yazılımcıların sahip olduğu bilgi ve tecrübeleri düşünmeden, ilgilendiği konulardan dolayı küçümsendiğini gözlemliyorum. Ve açıkcası bu biraz sinirimi bozuyor.

Hiç bir yazılımcı bu mesleğe başladığında, sahip olabileceği bilgilere önceden sahip bir şekilde başlamıyor. Kişisel özveri ve çalışma ile öğrenilebilen, insanların çeşitli ilgileri doğrultusunda da gelişebilen bir şey olduğunu düşünüyorum yazılımın. Teknoloji çeşitliliği ve ihtiyaçlar da zaten, bu “çeşitli iglilerin” ortaya çıkmasını sağlıyor. Ancak yukarda bahsettiğim bu “Fan-boy”luk, X teknolojisi ile uğraşan bir kişinin, Y teknolojisi ile uğraşan bir kişiyi küçümsemesine kadar gidebiliyor. O kişinin ilgilendiği konuları göz ardı ederek, bulunduğu konumu ya da sahip olduğu tecrübeleri yok sayarak, kendi egoları yüzünden gereksiz bir şekilde Y teknolojisini ve o teknoloji ile ilgilenleri küçümseyen bir konuma gelinebiliniyor. Hiç ama hiç gerek yok…Aynı şekilde X teknolojisi ile uğraşan egosu yüksek bir insan, başka bir X teknolojisi ile uğraşan kişiyi de küçümseyebiliyor. Hiç ama hiç gerek yok… Başkalarının yaptığı hatalar, ne yazık ki başkalarının egoları yüzünden faydalı bir şeye dönüşemiyor. Neyse çok uzatıp, yazının başlığından uzaklaşmak istemiyorum. Bu konuda belki ilerleyen zaman içerisinde fayda sağlayacağını düşündüğüm bir şeyler yazıp daha fazla başınızı şişirebilirim, ama şimdilik hazır yazılmışı var diyip, yazının başında bahsettiğim içeriği aşağıda paylaşıyorum ve şimdilik susuyorum…

 

  1. Understand and accept that you will make mistakes. The point is to find them early, before they make it into production. Fortunately, except for the few of us developing rocket guidance software at JPL, mistakes are rarely fatal in our industry. We can, and should, learn, laugh, and move on.
  2. You are not your code. Remember that the entire point of a review is to find problems, and problems will be found. Don’t take it personally when one is uncovered.
  3. No matter how much “karate” you know, someone else will always know more. Such an individual can teach you some new moves if you ask. Seek and accept input from others, especially when you think it’s not needed.
  4. Don’t rewrite code without consultation. There’s a fine line between “fixing code” and “rewriting code.” Know the difference, and pursue stylistic changes within the framework of a code review, not as a lone enforcer.
  5. Treat people who know less than you with respect, deference, and patience. Non-technical people who deal with developers on a regular basis almost universally hold the opinion that we are prima donnas at best and crybabies at worst. Don’t reinforce this stereotype with anger and impatience.
  6. The only constant in the world is change. Be open to it and accept it with a smile. Look at each change to your requirements, platform, or tool as a new challenge, rather than some serious inconvenience to be fought.
  7. The only true authority stems from knowledge, not from position. Knowledge engenders authority, and authority engenders respect – so if you want respect in an egoless environment, cultivate knowledge.
  8. Fight for what you believe, but gracefully accept defeat. Understand that sometimes your ideas will be overruled. Even if you are right, don’t take revenge or say “I told you so.” Never make your dearly departed idea a martyr or rallying cry.
  9. Don’t be “the coder in the corner.” Don’t be the person in the dark office emerging only for soda. The coder in the corner is out of sight, out of touch, and out of control. This person has no voice in an open, collaborative environment. Get involved in conversations, and be a participant in your office community.
  10. Critique code instead of people – be kind to the coder, not to the code. As much as possible, make all of your comments positive and oriented to improving the code. Relate comments to local standards, program specs, increased performance, etc.